17 Aralık 2010 Cuma

Ne için Çalışıyorsunuz

Herkesin çalışmak için farklı sebepleri vardır. Bu sebepler kişiden kişiye değişir. Fakat esas sebep çalışma karşılığında sağlanan faydadır. Çalışmamız karşılığında sağlayacağımız faydanın bizi ne kadar tatmin ettiği, o işe olan bağlılığımızın en önemli ölçütüdür. Kariyer, para,  ideali gerçekleştirme arzusu, saygınlık gibi beklentileri tatmin ve bağlılık duygusunu tetikleyen unsurlar olarak tanımlayabiliriz.
Bu beklentileri maddi tatmin ve manevi tatmin olarak iki gruba ayıralım. Maddi tatmin için çalışan kişileri "Alışverişçiler", manevi tatmin için çalışanları ise "Aferinciler" olarak isimlendirebiliriz.
Aferinciler,  genellikle birçok kişinin kolaylıkla yapamayacağı, çaba gerektiren işlere yönelirler ve işi tamamladıkları zaman bunu vurgulamaktan gurur duyarlar. Eğer bir aferinciyseniz sizin için alacağınız en büyük ödül “bunu başkaları yapamazdı” sözü olacaktır. Bu sözleri duyduktan sonra maddi bir ödüllendirme önemini yitirmeye başlar. 
Aferinciler “Aferin” furyasını bir kere yakaladıktan sonra işe olan bağlılıkları ve tatminleri sürekli artar, daha çok çalışıp daha verimli sonuçlar elde etmeye başlarlar. Taktir edilme, aferincileri kamçılar. Yeni bir aferin alabilmek için kendi özel zamanlarından fedakarlık etmekten kaçınmazlar. Son derece verici olmaya başlarlar. İşi yapmaya o kadar odaklanırlar ki, önemli olanın işi yapmış olmak değil yorulmuş olmak olduğu yanılgısına düşebilirler. Zaman zaman kendi sorumluluklarında olmayan işlere de el atmaya başlarlar ki asıl durmaları gereken nokta tam da orasıdır. Bu özveriler bir sure sonra suistimal edilecek ve aferinci yavaş yavaş kendi kendini sürüklendiği çıkmazın farkına varacak, harcamış olduğu emekler karşılığında maddi olarak ödüllendirilmediği için motivasyonunu kaybedecektir. Yönetici ve şirkete olan bağlılığı ve özgüveni kırılacaktır.
Aferincileri bekleyen bir diğer tehlike ise çalışma ortamında yaşaması muhtemel anlaşmazlıklardır.  Aferinci kişi, alacağı aferini pek kimseyle paylaşmak istemez. Bu yüzden ekip çalışasına yatkın değildir. Başkasının yaptığı çalışmayı kendine mal etmez ama kendi çalışmasında da başkasının emeği olsun istemez. Kendi başına yapmak ve aferinleri de kendi başına almak ister. Bu yüzden bazı işlerde gereksiz gecikmeler yaşar, kendi yetkinliklerini aşan çalışmalarda hatalar yapabilir. Buna karşın aferinciler ekip arkadaşlarına yardımdan kaçınmazlar, yaptıkaları yardımlar karşılılğında abartılı bir teşekkür yeni yardımlar için gönüllü olmalarına yeter de artar bile.
Aferinciler ne kadar umursamasa da çalışmanın bir de madi boyutu vardır. Maddi tatmin için çalışan, maddi olanaklar vasıtasıyla motive olan kişilerin oluşturduğu grubu ise Alışverişçiler olarak ifade edebiliriz. Çünkü bu grupta yer alanlar çalıştıkları kuruma vermiş oldukaları herşeyin karşılığını maddi olarak alma eğilimindedirler. İşi bir alışveriş olarak görürler. Emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşündüklerinde motivasyonları düşer, şirkete olan bağlılıkları kırılır ve yeni arayışlar içine girerler. Aferinciler zam isteyeceklerinde yöneticileriyle konuşmak için ecel terleri dökerken alışverişçiler bu gibi konuları konuşmakta bir sakınca görmezler.
Bir alışverişçiyi en çok tatmin edecek olan ödüllendirme doğrudan para ile ödüllendirmedir. Zam veya yapmış olduğu bir çalışma karşılığında prim uygulaması alışverişçiyi şirkete bağlı tutmak için yeterlidir. Fazla mesailerin ödenmemesi veya prim uygulamasının kaldırılması gibi değişen iş şartlarında alışverişçiler basarlar yaygarayı. Aferinciler ise tam aksine kendilerini daha çok işe vererek “bakın para benim için önemli değil, karşılığını almasam dahi ben çalışırım” imajı yaratmaya çalışırlar.
Bir alışverişçiyi bekleyen en büyük tehlike ise almış olduğu maddi olanaklar sayesinde piyasa şartlarını gözden kaçırması olacaktır. Alışverişçi kendisini ancak daha fazla maddi olanak elde etmek için geliştirir. Eğer elde ettiği maddi olanaklar kendisi için yeterli ise, kendisini geliştirme ihtiyacı duymayacaktır. Durağan çalışma temposuna ayak uyduracaklar, iş arkadaşları kendilerini geliştirirken geride kaldıkalarının farkına varamayacaklardır.
Etrafınıza baktığınızda bariz aferincileri ve bariz alışverişçileri kolaylıkla görebilirsiniz. Özel sektör şartlarında kariyerlerinin ilk yıllarında kişiler aferinci olma eğilimindedirler, tecrübe sahibi olduklarında ise alışverişçi grubuna kayarlar. Fakat ikisinin de tehlikeli yanları vardır.
Aslında doğru olan bir davranış modeli tanımlamak mümkün değil. Doğru olan ne sadece maddi ne de sadece manevi tatminci olmak. Her ikisi de tatmin için önemlidir, bunları dengeleyebiliyorsanız işin sırrını çözmüşsünüz demektir.
Yaptığınız çalışmaların taktir edilmesi gerekir ve şüphesiz bu taktir herkesi memnun eder, fakat bunun maddi imkanlarla da dengeleniyor olması gerektiğini unutmayın. Aferinleri toplarken işin maddi boyutunu kaçırmayın. Diğer taraftan maddi olanaklar sizi ne kadar memnun etse de iyi bir kariyer için asla durmamak gerektiğini unutmayın. Şirkette en yüksek maaşı alan kişi olsanız dahi, bu kendinizi geliştirmeye ihtiyaç duymadığınız anlamına gelmez. Her zaman bir basamak ötesini düşünün. Belki de farkına varmadığınız kariyer fırsatları gözünüzün önünde duruyordur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder